Seküler dünya algılayışının dışında organize olan vakıflar, ilminin zekatının verilmesinin gerekliliğine inanan, tebessümün infak şekli olduğunu düşünen, doğanın hâkimi değil bir parçası olduğu bilinciyle hareket eden, kendisi için istemediğini kardeşi için istemeyen, sevdiklerinden infak etmedikçe iman etmiş sayılmayan, komşusu aç iken tok yatmasının Müslümanlığa aykırı olduğunu düşünen bir toplum tasavvuru üzerinden var olmuştur.

Toplumsal çeşitlilik ve duyarlılık temelinde toplumun kendi kendini belirleme ve organize etme ortamını oluşturan vakıflar, toplumsal bir kültürün ve problem çözme yönteminin kurumsal bir yansımasıdır. Modern dünyanın tek tipleştirici ve indirgeyici algısı ile organize olan toplumlarda unutulmaya bırakılan vakıflar, postmodern dönemde yeni bir revizyonla bir sivil toplum kuruluşu/gönüllü kuruluş formatına yaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Ancak başta eğitim ve sağlık olarak hemen tüm sorunlara çözüm oluşturan, zengin-fakir ve diğer tüm sınıfların kaynaştığı ve iletişime geçtiği toplum vasatları olan bu kurumlar kendilerini var eden ve besleyen engin ve kadim kültürün izlerini taşımaya ve temelinde din olan mektepliklerini sürdürmeye devam edeceklerdir.

Bu bağlamda, eğitim alanında toplumun hizmetine sunulmuş olan vakfımız, kendisi ve kökleri ile sağlıklı bir iletişim kurabilmenin imkânını arayan ve kadim olanın izini sürmek isteyen herkes için bir buluşma noktası olma arzusuyla yola çıkmıştır. Modern olanın bir hafıza kaybı olduğu, şimdinin geçmişten bağımsız olmadığı, kişiler gibi toplumların da birikimleri üzerine inşa edildiği düşünüldüğünde, toplumsal hafızanın kaybının bir toplumun kayboluşu anlamına geldiği aşikardır.

Toplumsal hafızanın diri tutulması ve bizi biz kılan ana kaynaklara ulaşılması ve güncel yordamlarla tedrisatının sağlanması göreviyle hareket eden Seyyid Nizam Eğitim Vakfı, çok yönlü toplumsal bir mektep olmayı kendisine hedef seçmiştir.